Tehdit suçu, meydana gelmesi failin iradesine bağlı olan bir kötülüğün, belli bir kişiye karşı gelecekte muhtemelen gerçekleşecekmiş gibi gösterilmesidir. Tehdit suçu, haksız bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bir kimseye bildirilmesiyle meydana gelir. Tehdit suçunun oluşmasına neden olan bu bildirim, söz ile yapılabileceği gibi davranış yoluyla da yapılabilir. Örneğin, mağdura “seni mahvedeceğim” şeklindeki sözler basit tehdit suçuna, belindeki silahı teşhir ederek muhatabına gözdağı vermek şeklindeki davranış silahlı tehdit suçuna vücut verir.
Tehdit suçunda korunan hukuki değer, kişilerin iç barışı, karar verme ve hareket etme özgürlüğüdür. Fail, fiili işlerken tehdit boyutunu aşacak söz ve davranışlar icra ederse “Şantaj Suçu” oluşabilir.
“Gözdağı verme” anlamına gelen tehdit, bir kimsenin bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bildirilmesidir. Bu bildirimin sözlü olması mümkün olduğu gibi başka yollarla ve bu bağlamda davranışlar yoluyla da yapılması mümkündür. Bu nedenle tehdit suçu, söz, yazı, resim, şekil veya işaret ile de işlenebilecek bir suç olup önemli olan gerçekleştirileceği belirtilen haksızlığın mağdurun bilgisine ulaştırılmasıdır.
Tehdit Suçu Şikayet, Zamanaşımı ve Uzlaştırma
Tehdit suçunun yalnızca malvarlığına yönelen veya sair kötülük teşkil eden basit şekli şikayete tabidir. Bu nedenle aşağıda açıkladığımız malvarlığı değerlerine yönelen tehdit suçunda şikayet süresi 6 aydır. Şikayet süresi, mağdurun fiili ve faili öğrenmesinden itibaren başlar.
Tehdit suçunun yaşam hakkına yönelik basit şeklinde ve diğer tüm nitelik halleri takibi şikayete bağlı suçlar kategorisinde değildir. Bu suçlar açısından şikayet hakkı, dava zamanaşımı süresi olan 8 yıl içinde kullanılabilir ve suç dava zamanaşımı süresi içinde soruşturulabilir.
Tehdit suçunun TCK md.106/1’de düzenlenen temel şekli, taraflar arasında uzlaştırma prosedürünün uygulanmasını gerektiren suçlardandır. Uzlaşma kapsamında olan suçlarda, gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında öncelikle uzlaştırma prosedürünün uygulanması, uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilmesi gerekir.
Tehdit Suçunun Nitelikli Halleri ve Unsurları
TCK m.106/2’de düzenlenen nitelikli tehdit suçu, tehdidin aşağıdaki hallerden biriyle yapılması halinde vücut bulur:
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
Nitelikli tehdit suçunun işlenmesi halinde TCK m.106/2 gereği faile 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir. Tehdit suçunun nitelikli, yani daha ağır cezayı gerektiren halleri şunlardır:
Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle:12/5/2022-7406/6 md.) Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (2) Tehdidin; a) Silahla, b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, c) Birden fazla kişi tarafından birlikte, d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
Tehdit Suçu Nasıl İspat Edilir?
Tehdit suçu sanık ikrarı, tanık beyanları, ses kayıtları, mesaj dökümleri gibi yollarla ispat edilebilmektedir. Söz konusu delillerin değerlendirilmesi soruşturma ve kovuşturma aşamasında yapılacaktır.
Tehdit Suçu İle İlgili Emsal Karar Örnekleri
T.C.
YARGITAY
18. CEZA DAİRESİ
E. 2020/426 K. 2020/8877
T. 8.9.2020
ÖZET : Dava, hakaret ve tehdit suçuna ilişkindir. Sanığın, katılana karşı 16/12/2015 tarihinde işlediği hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle Tekirdağ Başsavcılığı'nca 08/01/2016 tarihinde iddianame düzenlendiği, Tekirdağ 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 27/01/2017 tarih, 2016/78 Esas 2017/85 Karar sayılı ilamı ile mahkumiyet kararı verildiği ve bu kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, yine aynı sanık hakkında aynı katılana karşı 24/12/2015 tarihinde işlediği tehdit ve hakaret eylemleri nedeniyle Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 16/02/2016 tarihinde iddianame düzenlenip Tekirdağ 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 14/12/2017 tarih, 2016/68 Esas ve 2017/468 Karar sayılı ilamıyla mahkumiyet kararı verildiği ve bu kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi'nin 04/12/2018 tarih, 2018/1339 Esas ve 2018/3154 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği ve dosyanın halen derdest olduğu, her iki iddianameye konu eylemlerin, ilk iddianame tarihi olan 08/01/2016 tarihinden önce aynı suç işleme kararı kapsamında hukuki kesintiye neden olmayacak zaman aralığında gerçekleştirildiği, bu suretle sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından tek mahkumiyet hükmü kurulup, TCK'nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümleri uygulanması gerekirken, anılan suçlardan iki ayrı mahkumiyet hükümleri kurulmasının hukuka aykırı olduğu belirlenmiştir.
T.C.
YARGITAY
3. CEZA DAİRESİ
E. 2020/5024
K. 2020/6746
T. 16.6.2020
Sanık ... hakkında müşteki ...'a yönelik tehdit suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
a-) Tehdit suçu bakımından; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK'nin 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen 5237 Sayılı TCK'nin 106/1-1. maddesi kapsamındaki tehdit suçu da uzlaştırma kapsamına alınmış bulunduğundan, yapılan yeni düzenleme nedeniyle TCK'nin 2 ve 7. maddeleri gözetilerek, taraflara TCK'nin 106/1-1. maddesi uyarınca tehdit suçundan uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
b-) İlk haksız hareketin kimden kaynaklandığının kesin olarak tespit edilemediği gözetilerek, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 367 Sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 Sayılı TCK'nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda ( 1/4 ) uygulanmasını gerektirip gerektirmediğinin tartışmasız bırakılması,
c-) Sanığın TCK'nin 106/1-1, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca verilen 3000,00 - TL adli para cezasının TCK'nin 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirilmesine karar verilmesi sırasında ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği ihtarı yapılırken, olayda uygulama yeri bulunmayan TCK'nin 50/6. maddesinin uygulama maddesi olarak gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle, 6723 Sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 Sayılı Kanun'un 8/1. maddesiyle yürürlükte bulunan 1412 Sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA,
Comments